Üsküp’den akşam 4 gibi yola çıktık. 3 saat süren yolculuk sonunda Ohrid’ e gelip evimize yerleştik. Ev sahibimiz çok cana yakın biriydi. Sorduğumuz her soruya sıkılmadan cevap verdi. Şehirle ilgili sorular sorup gezilmesi gereken yerleri, yemeği güzel olan mekanları öğrendik. Evimizi tuttuktan sonra google maps de yerine bakarken hemen karşımızda ve altımızda Casino olduğunu görmüştüm. Ohrid’e geldiğimde ise Casinolardan yana biraz hayal kırıklığı yaşadım. Çünkü tüm casinolar slot makinalar olan elektronik casinolardı. O akşam sadece yemek yeyip ertesi güne aşağıdaki manzarayla uyandım.
Ohrid Arnavutluğa çok yakın bir şehir. Ufak bir yer olduğu için de gezmek için araca yada toplu taşıma aracına ihtiyaç duymuyorsunuz. Her yere yürüyerek gidebilirsiniz. Evimiz Ohrid Gölünün hemen arkasındaydı. Sahil boyunca kahvaltı yapabileceğiniz, yemek yiyebileceğiniz güzel mekanlar ve barlar mevcut. Ev sahibimizin tavsiyesine uyarak söylediği mekana gidip güzel bir kahvaltı yaptıktan sona sahil boyunca gezmeye başladık.
Gezdiğimiz Yerler : Ohrid Gölü, Ohrid Kalesi, Sveti Jovan Kaneo Kilisesi (Ohrid’in tam uç kısmında kalıyor), Plaosnik (Sinan Çelebi türbesi de Plaosnik’in hemen yanında), Antik Tiyatro ve sokaklarını 1 günde fazlasıyla gezebilirsiniz. Her gittiğim yerde acaba burada yaşayabilir miyim? diye kendime sorarım genelde. Ohrid’ de yaşayabileceğim şehirlerden birisi.
Akşamında biraz eğlenmek için Restoran Belvedere isimli mekana gittik ve orada üzüm rakısı denedim. Daha önceden üzüm rakısı hiç içmemiştim. Tadı viskiye benziyor ve 0,3 bardakla getiriyorlar. 4-5 bardak içip biraz çakır olduktan sonra daha eğlenceli bir mekana geçtik.
Üzüm Rakısı
Ertesi gün Karadağ’a (Montenegro) gitmek üzere yola çıktık.
Bu tarz gezilere genelde önceden karar verilip hazırlık yapılır. Bu geziyi de 1,5 ay önce planlayıp Balkanlarda 3-4 ülke gezmeye karar verdik. Her zamanki gibi Airbnb den Ohrid’ de evimizi tuttuk. Rentalcars.com dan aracımızı kiraladık ve uçak biletini de inanılmaz derecede ucuza alarak (Gidiş-Dönüş 270 TL) 3 arkadaş 5 Kasım’ da yola çıktık.
Üsküp Büyük İskender Havalimanı’na vardığımızda aracımızı teslim almak için rentacar firmasına gittik. Araç ile ülke dışına çıkacaksanız bunu rentacar firmasına bildirmeniz ve gireceğiniz her ülke için 35 Euro ödemeniz gerekiyor. Bu aracı o ülkelere sokabilmek ve sigortalamak için gerekli bir işlem. Biz de Arnavutluk, Karadağ ve Sırbistan olmak üzere 3 Ülke belirlemiştik fakat söylerken Arnavutluk yerine Kosova olarak söylemişiz. İptal ettiğimiz bir planla karıştırdığımız için.
Aracımızı alıp Üsküp merkeze gittik ve ilk olarak park sıkıntısı ile karşılaştık. Her yer park alanı olarak belirlenmiş ve ödemeler sms ile yapılıyor. Sistemi bilmediğimiz için bir saat park edecek yer aradık en sonunda Sms olmadan ödeme yapılabilen merkeze yakın büyük bir park alanı bulduk ve aracımızı park edip tabana kuvvet diyerek gezmeye başladık.
Bir ara nereye gidelim diye yol ortasında konuşurken biri yanımıza geldi ve yardımcı olmak istedi. Daha sonradan rehberlik yapmak istediğini anladık ve kibar bir dille geri çevirdik. Bize nehrin bir tarafının İsrail, diğer tarafının Filistin olduğunun benzetmesini yaptı.
Buradan hatıra olarak tablo tarzı bir şey almak istiyordum. Çarşıyı gezerken de çok güzel çizimleri olan biriyle karşılaştım. Baya popüler biriymiş. Bütün çizimlerine tek tek baktım ve yaptığı indirimle 2 tane aldım kendisinden. Yanlış hatırlamıyorsam kendisi çizim öğretmeniymiş ve gerçek bir sanatçı bence.
Üsküp’ de Taş Köprü, Makedonya Meydanı, Kapan Han, Saat Kulesi, Arkeoloji Müzesi, Rahibe Terasa Evi, Türk Çarşı gibi popüler yerleri gezip. Türkiye’ ye Üsküp üzerinden döneceğimiz için 8 gün sonra tekrar buraya dönmek üzere akşam Ohrid’ de konaklamak için yola çıktık.
Makedonya Para Birimi
1 TL = 17 Makedonya Denarı
1 Paket Sigara 95 Denar = 5,44 TL
70 lik Viski = 60-80 TL civarı (Marka belirtmiyorum)
Windows Server’ ınıza bir servis ekleyip çalıştırmak istediğinizde sizde benim gibi bu hata ile karşılaşırsanız internetteki en temel çözümü deneyerek sorununuzu çözebilirsiniz. Bu çözümü aşağıda vereceğim.
“The Service on local computer started and then stopped ,Some services stop automatically if there are not in use by other services or programs”
Fakat buna rağmen bu hatayı almaya devam ediyorsanız sorun bende de olduğu gibi config dosyanızda karşılaşılan bir hatadan dolayı olabilir. Bu hata DB bağlantısı vs olabilir. Bendeki ise mail atarken hataya düştüğünden servis çalıştırma hatası veriyordu. Mail problemini düzelttikten sonra servis çalışmaya başladı.
Eğer config dosyanızda bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorsanız aşağıdaki işlemleri deneyebilirsiniz.
1. Windows + R ile Run penceresini açın.
2. Services.msc yazarak Ok butonuna tıklayın.
3. Servisinizi seçin ve sağ tıklayarak özelliklerine girin.
4. Log On sekmesine geçin ve “Local System Account” u seçin.
5. Apply ve Ok diyerek pencereyi kapatın ve servisinizi yeniden çalıştırmayı deneyin.
SSL Sertifikası olan bir sitenizi farklı bir sunucuya taşımak istediğinizde eğer SSL’li kullanmaya devam etmek istiyorsanız ya SSL’i de taşımanız ya da yeni bir SSL almanız gerekir. Geçenlerde böyle bir şey başıma geldiğinden paylaşmak istedim. Var olan SSL sertifikanızı .pfx formatında export ederek yeni sunucunuza import edebilirsiniz. Burada SSL kurulumundan bahsetmeyeceğim. Onu yaptığınızı ve bildiğinizi farz ediyorum ki zaten var olanı taşımaktan bahsediyoruz.
Sertifikayı Export Etmek
1. Windows + R ile Run ekranını açalım
2. mmc yazarak Windows MMC Console açalım
3. File menüsünden Add/Remove Snap-in… tıklayın
4. Available snap-ins bölümünden Certificates’ e çift tıklayalım.
5. Açılan pencereceden “Computer Account” u seçip ilerleyin.
6. Local Computer’ ı seçili olarak bırakın ve Finish butonuna tıklayın.
7. Ok butonuna basarak pencereyi kapatın.
8. Sol panelde “Certificates”in yanındaki + işaretine basarak açın.
9. Personal klasörü altında Certificates‘e tıklayın. Sağ tarafta sertifikaları göreceksiniz. Export yapmak istediğiniz sertifikaya sağ tıklayın. All Task > Export… tıklayarak Export Wizardı aın.
10. Next butonu ile ilerleyin.
11. Yes, export the private key seçeneğini seçip ilerleyin.
12. “Include all certificates in the certification path if possible” seçeneğini checkleyip ilerleyin.
13. Bir şifre belirleyin. Bu şifre sertifikayı taşıyacağınız serverda taşıma Import esnasında kullanılacak.
14. pfx dosyasını kaydedeceğiniz yeri seçin
15. Finish butonu ile Export Wizardı kapatın.
Sertikayı Import Etmek
1. Export işlemindeki 9. maddeye kadar aynen ilerleyin.
2. Buradan sonra Personal klasörüne sağ tıklayın All Tasks > Import… tıklayın.
3. İlerleyip Import edeceğiniz .pfx dosyasını seçin ilerleyin.
4. Export yaparken belirlediğiniz şifreyi girin ve “Mark this key as exportable” seçeneğini işaretleyin.
5. “Automatically select the certificate store based on the type of certificate” seçeneğini seçin.
6. Ve ilerleyerek Wizardı tammalayın.
Artık SSL Sertifikanızı taşımız oldunuz. Bundan sonra IIS de kurulu sitenize SSL’inizi tanımlayabilirsiniz.
Biletini 1 ay önceden aldığımız bu geziye ilk önce arkadaşım Kazım ile gitmeye karar verdik. Daha sonra Fuat’ı da ikna ettik ve 3 kişi olduk. Daha çok yer görmek ve istediğimiz yere gidebilmek için Rentalcars.com‘ dan araç kiraladık. Konaklamayı da yine Airbnb aracılığıyla hallettik. Gidiş dönüş uçak biletini Pegasus’tan 364 TL ye aldık. Fuat bizden 1 gün sonra almasına rağmen 280 TL’ ye aldı. Ve 11 Haziran günü 3 kişi olarak gezimize başladık.
Sarajevo Hava alanına indikten sonra Rentacar firmasına gidip aracımızı teslim aldık. Henüz kahvaltı yapmadığımız için Başçarşıya gidip kahvaltıda meşhur Boşnak Böreği yedik. Ufak bir tur attıktan sonra evi teslim almak için yola çıktık. Ev sahibimiz Mensura ve kocası Jasmin bizi çok iyi karşıladılar. Öğrenmemiz gerekenleri öğrenip anahtarları teslim aldıktan sonra evde biraz istirahate çekildik. Tamam kabul bu sefer konaklama için biraz fazla lükse kaçtık ama evi görünce sizde “değer be…” diyeceksiniz.
This is an image caption
Güzelce dinlendikten sonra tekrar Başçarşı’ ya gidip meşhur Bosna yemeklerinden yedik ve gezi planımızı çıkarıp çarşıya yakın olan yerleri gezmeye başladık. Yurt dışında internet kullanımı baya pahalı olduğu için telefonlarımıza haritaları çevrimdışı kullanabilmek için indirip koordinatları kaydetmiştik.
Gecenin ilerleyen saatlerinde yeter bu kadar Kültür turu deyip yönümüzü eğlenceye çevirdik. Gece hayatı gayet renkli ve güzel. Kızların güzelliğinin dışında ayrı bir albenisi var. Çözemedim 🙂 Gitmek isteyen arkadaşlar için birkaç mekan ismi vereyim. City Lounge, City Pub, Cheers Pub ve Sloga. Cheers Pub ve City Lounge zaten karşı karşıya. Buralarda demlendikten sonra ilerleyen saatlerde Sloga ya geçebilirsiniz. Sloga’yı bulmakta biraz zorlandık. Önünden 2 kere geçmemize rağmen göremedik. İlk başta dershane gibi bir yer zannetmiştim. Tuhaf bir girişi var. Ama içerisi gayet hareketli ve çok sesli…
Ertesi gün Mostar‘ a doğru yola çıktık. Yol kenarında kahvaltı yapmak için köy tarzı bir yerde durduk ve hayatımda yediğim en lezzetli böreği yedim.
Yol boyunca çok güzel manzaralarla karşılaştık. Ayrıca yol kenarlarında kuzu çevirme yapan bir sürü restoran var. 1 Kilo 28 Km (40 TL)
Sonunda Mostar‘ a ulaştık. Meşhur Mostar köprüsünü ve çarşıyı gezdikten sonra Mostar’a yakın Blagaj Alperenler Tekkesini ziyaret ettik. Akşam olmasına baya zaman olduğu için oradan rotamızı Jajce‘ ye çevirdik. Maalesef yol boyunca yoğun yağmur yağışı vardı. 2,5 saat sonra Jajce ye vardık. Pliva Şelalesi etrafında gezinip bir cafede dinlendikten sonra zaten akşam olmuştu ve Sarajevo ya dönmek üzere yola çıktık.
This is an image caption
Akşam hiç birimizin hali dermanı kalmamıştı. Niyetim tekrar City Lounge’ ye gitmekti ama gram enerjim yoktu. Yemek yiyip eve döndük.
Ertesi sabah kahvaltı yapıp gitmeyi unuttuğumuz Tünal Spasa’ ya gittik. Bosna için özel bir anlamı var. Hikayesini internetten araştırabilirsiniz. Hava alanına gitmeden önce Başçarşı’ yı son defa gezip hediyelik eşyalar ve sigara aldık. Malum Türkiye’ ye göre ucuz. Son anda gelen bir tavsiye üzerine de Kibe Restoranda öğle yemeği yedik. Kiminle gidiyorsanız gidin ama kesinlikle bu restorana uğrayın. Mükemmel manzarası, lezzetli yemekleri, lüks ve uygun fiyatta oluşu beni cezbetti.
Kazım arkadaşımız çektiği video ve resimlerden bize güzel bir Bosna Gezisi Filmi yaptığı için kendisine Teşekkür ederiz. Buyrun video…
Hiç planda yokken bulunduğum ruh halinden kurtulmak ve biraz dağıtmak için Odessa’ya gitmeye karar verdim. Uçak biletlerini genelde Skyscanner dan alıyorum. Hızlı sorgusu, uygun fiyata bir çok uçuş bulması ve uçuş bilgilerini detaylı bir şekilde göstermesinden dolayı tercihim. Ukraine International Airlines’ dan 29 Mayıs – 02 Haziran tarihli (5 Gün) Gidiş – Dönüş aktarmasız biletimi aldım. Sıra konaklamayı halletmeye geldi. Konaklama için Booking yada Airbnb kullanıyorum. Daha rahat bir konaklama olması için otel yerine ev tuttum. Ev sahibiyle anlaştım ve Odessa’ya indiğimde beni hava alanında karşılayıp eve götürdü. Şehirle ilgili birkaç tüyo alıp çantamı bıraktıktan sonra evin çevre sokaklarında 1 saat kadar gezdim.
Burada taksi fiyatları çok uygun. Tabi akşam vakti popüler yerlerin önünde bekleyen taksilere binerseniz biraz kazıklanabilirsiniz. Radio taksi diye bir olayları var. Taksi numarasını arayıp bulunduğunuz yeri ve gitmek istediğiniz yeri söylüyorsunuz. Çağrınız bütün taksicilerin telefonuna düşüyor ve kabul ettiklerinde telefonunuza sms geliyor. Sms detayında sizi almaya gelecek taksinin rengi, marka modeli, plakası ve ne kadar ödemeniz gerektiği yazıyor. Rusça konuşamadığım için bu olayı dışarıdan birkaç kişiye yaptırdım. Sağolsunlar hem kendi telefonlarından aradılar hemde taksim gelene kadar beklediler. Bunun dışında yoldan geçen herhangi bir araca el uzatıp durmalarını sağlayabilirsiniz ve taksi gibi kullanabilirsiniz. (10 larca kez yaptım bunu)
Bu şekilde bir araç durdurup Arcadia‘ ya gittim. Arcadia Odessa’ nın eğlence mekanlarının bulunduğu bir yer. Bir çok kafe, bar, restoran, park, plaj ve kulübü burada bulabilirsiniz.
En iyi Gece Kulübü Ibiza Nightclub. Fakat biraz pahalı bir yer. Alternatif olarak Itaka‘ ya gidebilirsiniz. Bayanların içeri girişi ücretsiz, erkeklerin ise 100 UAH. Biraz daha ilerde ise Bono Beach Club var. Buraya uğramadım fakat Itaka’ dan sonra geldiğini söylediler.
Yemek yemek için Ibiza’nın hemen yanında El Corazon isimli Meksika Restoranına girdim.
Akşam eve döndükten 15 dk sonra kapım çaldı. Orta yaşlarda bir kadın gelmiş Rusça bir şeyler söylüyor. Aklınıza hemen kötü şeyler gelmesin 🙂 Saatimi göstererek çok ses yaptığımı söyledi sanırım. Bende özür dileyip sessiz olacağımı söyledim ve orada kalınmayacağını anladım. Zaten beğenmemiştim ve şehir merkezine yürüyerek uzaktı.
Ertesi gün şehrin en işlek caddelerinden biri olan Deribasivska‘ ya gittim. Trafiğe kapalı olan bu cadde gündüzleri cıvıl cıvıl ve çok kalabalık. İstediğiniz restorana girip oturabilir, dilediğinizce yiyip içebilirsiniz. Fiyatlar gerçekten çok uygun. Caddede ata binip gezinmek oldukça popüler. Yemek yerken kahverengi ve siyah 2 at gördüm. Siyah at o kadar güzel ve heybetliydi ki çok ilgimi çekti. Hızlı hızlı yemeğimi bitirip biran önce binmek için sabırsızlanıyordum. Apar topar yemeğimi bitirip tam kalkarken bir aile çocuğunu siyah ata bindirdi. Bende kahverengi atın yanına gidip sahibiyle konuşmaya başladım. Siyah ata binmek istediğimi söyleyince biraz üzüldü. Çünkü siyah atın sahibi arkadaşıydı ve kendi atı (bu arada kahverengi atın adı Afina) boştaydı. 20 yaşında, adı Anna olan bu güzel bayanı üzmemek için Afina‘ ya binmeye karar verdim. Caddeyi baştan sona gezmek 300 UAH. Anna İngilizce bildiği için gezerken güzel sohbet ettik. Afina’yı da o kadar sevmiştim ki Afina’dan inerken tekrar binmek istediğimi fakat bu kalabalık cadde de değil, daha sakin güzel bir yer istediğimi ve bunun mümkün olup olmadığını sordum. Bugün olmayacağını fakat başka bir gün olabileceğini söyledi. Telefon numarasını aldım ve onu kesinlikle arayacağımı söyledim.
Akşam bir şeyler yedim ve Deribasivska’ ya çok yakın olan Primorsky Bulvarına ve Odessa Opera Binasını gezdim. Daha sonra sahile inip biraz gezindikten sonra Arcadia’ ya geri döndüm.
Gündüzleri sıkıcı geçiyordu. Kendime yapacak bir şeyler arıyordum. Ertesi gün can sıkıntısından Deribasivska caddesine kadar yürümek ve Odessa sokaklarında gezmek istedim. Yandaki resimde 8.4 km yürüdüğüm görünüyor ama ben o güzergahı kullanmadım ve resim çeke çeke gittiğim için daha uzun sürdü. Yaklaşık 3 saat yürümüşümdür.
Böyle böyle gündüzleri gezip, akşamları takılarak gitme gününe gelmiştim. Ama gidemedim. Biletimi yakıp 4 gün daha kalmaya karar verdim. 6 Hazirana yeni bir bilet aldım ve Arcadia’ nın hemen girişinde olan Hotel Palmira da oda tuttum. 25. Katta güzel bir manzarası vardı. Yürüyerek Arcadia ya 2 dk olduğu için akşamları taksiye binmeye ihtiyaç duymadım.
Hotel Palmira- Balkon Manzarası
Anlat anlat bitmez bu sonraki 4 gün. O yüzden kısa kesiyorum. Gündüzleri şehri gezip akşamları içiyor ve takılıyordum. Daha sonra aklıma birden Anna geldi. Arayıp yarın için ata binmek istediğimi ama kesinlikle Afina’ ya binmek istediğimi de özellikle belirttim. Sabah 11 gibi Anna’ nın evine yakın bir yerde buluştuk ve doya doya ata bindim.
At binmek yormuştu. Sonra Peremohy Park‘a gidip oturdum ve biraz kafa dinledim. Bir yerde akşam yemeği yiyip bir şişe şarabı devirdikten sonra dans etmek istedim. Akşam Itaka Cluba gittim. Türk’lerden geçilmiyordu. Masa tutup şişe açtıranlar, etrafa avcı gibi bakanlar, oynamayı bilmeyip maymun gibi oynamaya çalışanlar… Gece 4 e kadar eğlenip dans ettim. Yarın uçağım olduğu için sabaha kadar durmak istemedim ve döndüm.
Uyanıp çantamı hazırladım ve hava alanının yolunu tuttum. Çok güzel hareketli 9 gün geçirmiştim.
Geziden Resimler
Kısa Bilgiler
1 TL = 8.5 UAH (Ukrayna Grivnası)
Gidiş – Dönüş Uçak Bileti : 450 – 600 TL
1 Bardak Chivas Regal : 90 UAH (10 TL). Türkiye’ de 25-30 TL
1 Paket Marlboro : 25 UAH (3 TL)
Taksi, alkol, yeme içme oldukça ucuz. Güzel bir öğle yemeğini ortalama bir restoranda 150 UAH (17 TL)
Gezilecek Yerler : Odessa City Garden, Arcadia, Odessa Arkeoloji Müzesi, Shevchenko Park, Odessa Sanat Müzesi, Primorsky Bulvarı, Deribasovskaya Sokağı, Opera ve Bale Tiyatrosu
Gece Hayatı : Odessa Gece hayatı ile ilgili internette bir sürü konu bulabilirsiniz. Burada tekrar yazmaya gerek yok. Her söylenene inanmayın.
13 Mayıs günü iş arkadaşlarım ile Çanakkale ve Bozcaada’ ya gezi planladık. Daha önce buraya 2011 yılında da gitmiştim. Döndükten sonra fark ettim ki 2011 yılında da 13 Mayıs’da gitmişim. Tamamen tesadüf.
Sabah 5:00 civarı yola çıkıp 8:00 de Gelibolu’ ya vardık. Sahilde güne güzel bir kahvaltı yaparak başladık ve gezeceğimiz yerlerin planını yaptık. Sırasıyla Piri Reis Müzesi, Gelibolu Mevlevihanesi, Rus Anıtı’nı ziyaret edip Çanakkale’ ye geçecektik.
İlk olarak sahilin hemen karşısında Piri Reis Müzesini ziyaret ettik. İki katlı fakat ufak bir yer. Alt katında yerebatan sarnıcı andıran içi su dolu ufak bir bölüm vardı.
Daha sonra Gelibolu Mevlevihanesi‘ ni ziyaret etmeye gittik fakat şansımıza kapalıydı. Oradan Rus Anıtı‘ nı görmek için yola çıktıık. Navigasyonun bizi soktuğu yollar bir mahallenin ara sokakları olunca acaba yanlış yere mi gidiyoruz diye düşünürken tam yanına gelmişiz. Şansımıza oranın da kapısı kilitliydi. Dışarıdan bir fotoğraf çekmekle yetinebildik.
Rus Anıtı
İki kapalı mekana denk gelmemiz biraz sinirlerimizi gerdi ve direk Çanakkale’ ye gitmek üzere yola çıktık. Rehberimiz olmadığı için farklı grupların arkasına takılıp onlardanmışız gibi Tabyaların içini gezip rehberleri dinledik. Her yerin hikayesi ve özelliği farklı. Gerçekten “anlatılmaz yaşanır” ifadesinin en doğru kullanılacağı yerlerden biri burası.
Çok yorulduğumuz için Troya Antik Kenti ve Bozcaada‘ yı ertesi güne bıraktık. Rezervasyon yaptırdığımız otele gidip güzelce dinlendik. Ertesi gün olduğunda Troya Antik Kentine girmek için kapıdan geçecektik ki 30 TL istediler. İnanın parayla alakası yok ama insanın kendi kültürünü görüp tanımak için bile para vermesi zoruna gidiyor. Hadi alacaksanız bari cüzi bir miktar alın. Sinirlenip girmedik. Daha önceden de zaten girmiştim. Sonrasında adaya geçtik ve bisiklet kiraladık. Kiralamaz olaydık. Yokuşları çıkmakta epeyce zorluk çektik. (Sanırım yaşlanmışız) Ada da her sene düzenlenen koşuya denk geldiğimiz için oldukça kalabalık ve renkliydi. Adanın sokaklarını mutlaka yürüyerek gezin. Onun dışında bozcaada’ da gezebileceğiniz yerler; Bozcaada kalesi, Şarap Fabrikaları, Manastır ve bozcaada müzesini gezebilirsiniz.
Giderken Tekirdağ üzerinden gidip, dönerken körfez tarafından geldik. Yorucu olmasına rağmen keyif aldığımız güzel bir geziydi.
Son iki aydır kahvaltıları poğaça yada simit ile geçiştiriyordum. Ne yumurta, ne peynir ne de süt uzun zamandır ağzıma sürmedim. Öğle yemeği haricinde kahvaltı ve akşam yemeklerim tam bir bekar usulü oluyordu. Taki geçen bayılana kadar.
Bir insanın günde alması gereken protein oranı = Kilosu X 0,8 yani bu benim için günde 77 g Protein demek. (Hadi 50 Gram olsun) 100 gram Dana etinde 28 gram protein, koyun etinde ise 17 gram protein var. Her gün et yiyemeyeceğime göre, kahvaltılarımda sağlıklı ve protein ağırlıklı olmadığı için günde almam gereken protein miktarını alamamam çok normal.
Karın ağrısı şikayetiyle doktora gittim ve apandis ameliyatı olmam gerektiği söylenildi. Ne zamana yaparsınız dedim, hazırsan hemen yapalım diye cevap verdi doktorum. Daha önceden babam ve birkaç arkadaşım da bu ameliyatı olduğu için basit bir şey (30 dk) olduğunu ve 1 gün sonra hastanın taburcu olup yürüyebildiğini biliyordum.
Ameliyattan çıktıktan sonra ameliyat bölgemin şişmesinden dolayı doktorum 1 gün daha hastanede kalmam gerektiğini söyledi. Kan testleri yaptırdı ve protein oranımın çok düşük olduğunu, şuanda vücudumda neredeyse hiç enerji olmadığını ve günlerce aç gibi olduğumu söyledi. Şişliğin sebebinin bir kısmı protein eksikliği, diğer sebebi ise hızlı kilo vermekten kaynaklı deri sarkması olduğu söyledi.
3-5 saat sonra hemşire gelip yürümem gerektiğini söyledi. Yavaş hareketlerle kapıya doğru ilerlerken gözlerim yavaş yavaş karardı ve bayılmışım. İşte o an kahvaltının ve proteinin ne kadar önemli olduğunu anladım.
Serumların yerine birden protein mamaları takıldı.(1 saatte 40 damla olarak ayarlandı. Cinnet sebebi) Çilek aromalı protein suları içirdiler. Protein tozu bile alıp günde 3 öğün kullanmamı önerdi doktorum.
Şu sağlık problemlerimi aştıktan sonra, sağlıklı ve düzenli kahvaltı yapmaya, yemeklerimi kendim hazırlayıp dışardan almamaya, omega, b12, protein gibi kavramları daha iyi anlayıp ona göre beslenmeye karar verdim.
Hastanede yatarken ziyaretime gelen tüm arkadaşlarıma da teşekkür ederim.
Kaybetmeden önce sağlığımızın kıymetini bilmek üzere…
Analytics raporlarınıza baktığınızda “why.does.spacebarnot.work?” şeklinde bir arama ile gelindiğini görüyorsanız sitenizi bu spamdan temizlemelisiniz. İlk başta içerik konusu gibi görünse de güzel isim verilmiş bir spam aslında.
Peki bunun bize ne gibi zararı var? Sitenize gelen ziyaretler spam olduğu için istatistikleriniz doğru olmayacaktır. Ayrıca aldığınız bu backlinkler kaliteli ve düzgün siteler olmadığı için sıralamanızın düşmesine de sebep olabilir.
Konu olarak “why.does.spacebarnot.work” spamından bahsettim ama bunun gibi bir çok spam içerik görebilirsiniz bu işlemi hepsi için uygulayabilirsiniz. Peki bunları nasıl engelleriz?
Referral Trafik Spamlarını Engelleme
Google Analytics hesabınızı açıp, Admin tabına gidin ve All Filters tıklayın.
Add Filter butonuna tıklayıp yeni bir filtre oluşturalım.
Bir filtre ismi girin. Spamın kendi adı yada başka bir isimde olabilir
Filter Type olarak Custom‘ı seçin
Filter Field alanından Campaign Source seçin ve Filter Pattern alanına spam kelimenizi girin ve Save butonuna tıklayınız. Birden fazla spamı tek filtreye girmek isterseniz kelimeler arasına | işaretini koyunuz. Ör : ilk_spam_kelimeniz | diger_spam_kelimeniz
Keyword spamları engellemek için de aynı işlemi tekrar edip Filter Field alanından Camaign Source yerine Campaign Term i seçip kaydedebilirsiniz.
